Avrupa Birliği, ABD’nin kripto para politikalarındaki değişimin euro bölgesinin parasal egemenliğini zayıflatabileceği ve finansal istikrarı tehdit edebileceği konusunda uyarıda bulundu. Euro bölgesi finans bakanları, Başkan Donald Trump’ın imzaladığı ve federal hükümetin elindeki kripto varlıkları stratejik bir rezerv oluşturmak için kullanmasını öngören kararnameyi ele aldı.

Trump’ın geçtiğimiz hafta imzaladığı kararname, önceki yönetimlerin kripto paralara yönelik ihtiyatlı yaklaşımından sert bir dönüş olarak yorumlanırken, ABD’nin bu hamleyi doların dijital dünyadaki gücünü artırmak için attığını savunan Trump yönetimi, kripto dostu politikalarla küresel finans sisteminde yeni bir denge yaratmayı amaçlıyor. Ancak Avrupalı yetkililer, bu girişimin euro’nun küresel ticaretteki rolünü azaltabileceğini ve Avrupa’nın finansal bağımsızlığını tehlikeye atabileceğini düşünüyor.

Eurogroup Başkanı ve İrlanda Maliye Bakanı Paschal Donohoe, Avrupa’nın parasal özerkliğini koruması gerektiğini belirterek, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) dijital euro çalışmalarını hızlandırmasının kritik önem taşıdığını vurguladı.

ABD’nin Kripto Hamlesi Teknoloji Devlerini Harekete Geçirebilir

Avrupa, ABD’nin kripto dostu politikalarının teknoloji devlerini yeniden harekete geçirebileceğinden de endişeli. 2019’da Facebook’un Libra adlı kripto para projesi küresel düzenleyiciler tarafından engellenmiş ve proje 2022’de iptal edilmişti. Ancak Avrupa, ABD’nin kripto paralara resmi destek vermesinin, büyük teknoloji şirketlerini yeniden finans sektörüne sokabileceği yönünde ihtimalleri de beraberinde getirdi.

Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) Başkanı Pierre Gramegna, dolar destekli stabil kripto paraların, teknoloji şirketlerinin bankacılık sistemini aşarak bağımsız ödeme ağları oluşturmasına yol açabileceğini belirtti. Gramegna, “Bu durum gerçekleşirse, euro bölgesinin finansal istikrarı ve parasal egemenliği tehlikeye girebilir” uyarısında bulundu.

Kripto Para ABD

Dijital Euro Yarışı Hız Kazanıyor

ECB ise özel kripto paralara karşı kamuya ait güvenli bir alternatif sunmak amacıyla dijital euro çalışmalarını hızlandırdı. 2025 yılına kadar tasarım aşamasını tamamlamayı, 2030’a kadar ise dijital euro’yu piyasaya sürmeyi hedeflerken, bu proje ile euro’nun dijital ekonomideki yerini korumasını sağlamanın yanı sıra, Avrupa’nın Visa ve Mastercard gibi ABD merkezli ödeme sistemlerine bağımlılığını da azaltmayı amaçlıyor.

Ancak dijital euro bazı tartışmaları da beraberinde getiriyor. Piyasa uzmanları, bu sistemin ticari bankalardaki mevduatları azaltabileceğini ve bireysel mahremiyet konusunda endişeler doğurabileceğini öne sürüyor. ECB ise dijital euro’nun nakit paranın yerini almayacağını, aksine mevcut finansal sistemin bir tamamlayıcısı olacağını savunuyor.

AB Finansal Otonomisini Korumak İstiyor

AB’nin kripto düzenlemelerine dair endişeleri, dijital para birimlerinin jeopolitik boyutuyla da ilgili. Çin’in dijital yuanı hızla geliştirmesi ve ABD’nin agresif kripto hamleleri, Avrupa’yı finansal bağımsızlığını korumak için harekete geçmeye itiyor. 2024’te yürürlüğe girmesi beklenen Kripto Varlık Piyasaları Düzenlemesi (MiCA), stablecoin ihraç eden şirketlere sıkı şeffaflık ve rezerv yükümlülükleri getirecek. Ancak yetkililer, yalnızca bölgesel düzenlemelerin yeterli olmayacağını ve uluslararası iş birliğinin zorunlu olduğunu belirtiyor.

Ekonomistler, ABD’nin kripto politikalarının küresel finans sistemini dijital dolar, euro ve yuan ağları arasında bölebileceğini ve bunun finansal rekabeti yeniden şekillendireceğini ifade ediyor. Brüksel merkezli bir ekonomist, “Bu yalnızca bir teknoloji yarışı değil; küresel finansın geleceğini belirleyecek parasal sistemlerin mücadelesi” yorumunu yaptı.

Avrupa Birliği

Avrupa İçin Kritik Dönem

ECB, dijital euro için hazırlıklarını sürdürürken, AB liderleri kripto piyasalarının daha sıkı denetlenmesi ve uluslararası düzenleyici iş birliklerinin artırılması çağrısında bulunuyor. Avrupa’nın finansal dalgalanmalara ve yabancı ödeme sistemlerinin baskısına karşı dirençli kalabilmesi için atacağı adımlar kritik önem taşıyor.

Öte yandan, Libra projesinin başarısızlığına rağmen büyük teknoloji şirketlerinin finans sektörüne yeniden giriş yapma olasılığı, Avrupa’yı temkinli olmaya itiyor. ABD’nin kripto politikalarının bu şirketleri cesaretlendirmesi, Avrupalı düzenleyicilerin engellemek istediği bir senaryo.

Gramegna’nın uyarısı ise Avrupa’nın tutumunu özetliyor: “Burada risk altında olan şey, Avrupa’nın finansal egemenliğidir.”

Önümüzdeki yıllar, Avrupa’nın geleneksel para basım modelinden dijitalleşmeye geçiş sürecinde yenilik ile kontrol arasındaki dengeyi nasıl sağlayacağını gösterecek.