Ethereum

Bir zamanlar akıllı sözleşmelerin öncüsü olarak anılan Ethereum, bugün hem yoğun bir rekabetle hem de iç sorunlarla mücadele ediyor. Ethereum’un yolculuğu, istikrarlı bir yükselişten ziyade inişli çıkışlı bir duruma geldi.

Ethereum’un durumunu anlamak için Kasım 2021’e dönelim. O dönemde, Ethereum’un kilitli toplam değeri (TVL) 107 milyar dolarla zirveye ulaştı ve ETH fiyatı 4.890 dolarla rekor kırdı. Ancak, bu iyimser hava yerini zorluklara bırakmaya başladı.

Ethereum Fiyat Grafiği

2023 sonuna geldiğimizde, Ethereum’un kilitli toplam değeri (TVL) 30 milyar dolara kadar gerilemişti – bu, ciddi bir düşüş anlamına geliyor. 2024 ise bir toparlanma sinyali verdi ve yıl ortasında TVL 66 milyar dolara yükseldi. Ancak Ocak 2025 itibarıyla Ethereum’un TVL’si 64.5 milyar dolarda sıkışmış durumda.

Bu sırada, en yakın rakibi Solana çok daha etkileyici bir geri dönüş hikayesi yazdı. 2021 sonunda Solana’nın kilitli toplam değeri (TVL) 10 milyar dolar seviyesindeydi. Ancak, 2023 başlarında bu değer yalnızca 210 milyon dolara kadar geriledi.

Bu düşüşe rağmen Solana, güçlü bir toparlanma göstererek bu ay 12 milyar doları aşan TVL ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Solana, hız ve büyüme açısından Ethereum’u geride bırakarak dikkat çekici bir başarı elde etti.

Solana Fiyat Grafiği

Ethereum, kilit metriklerde gerileme yaşamaya devam ediyor. 2025 Ocak ayı itibariyle, günlük ortalama 1-1.2 milyon işlem gerçekleştiriyor. Buna karşılık, Solana ise günde 60-65 milyon işlemle büyük bir fark yaratarak öne çıkıyor.

Ethereum işlem başına daha yüksek ücret alsa da, Solana’nın toplam günlük ücret hacmi onu geride bırakıyor. Bu ay boyunca Solana, günlük ortalama $5-6 milyon ücret hacmine ulaştı. Özellikle Donald Trump’ın 47. ABD Başkanı olarak göreve başladığı gün, bu rakam $35 milyona yükseldi.

Ethereum ise aynı dönemde günlük ortalama $3-4 milyon ücret hacminde kaldı ve Trump’ın yemin töreninde bu rakam en fazla $15 milyona çıktı.

Ethereum’un karşı karşıya olduğu sorunlara daha yakından bakalım ve bir zamanlar blockchain öncüsü olan bu platformun neden ayakta kalma mücadelesi verdiğini inceleyelim.

Ethereum Vakfı’nın kimlik krizi

Ethereum’un sorunları yalnızca teknolojik engellerle sınırlı değil. Ethereum Vakfı (EF), Ethereum’un gelişimini destekleyen ve kar amacı gütmeyen kuruluş olarak biliniyor. Ancak, vakıf şu anda içsel bir dönüşüm ve yeniden yapılanma süreciyle karşı karşıya.

İç huzursuzluk, artan rekabet ve vakfın vizyonuna yönelik sorular, EF’i kimlik arayışına sürüklemiş durumda. Ethereum’un geleceği belirsizliğini korurken, bu durum vakıf üzerinde büyük baskı yaratıyor.

Bu durum, Ethereum’un kurucu ortağı Vitalik Buterin’i harekete geçirdi. Buterin, vakfın yönetim yapısını değiştirmek ve daha etkili hale getirmek için kapsamlı planlar hazırlıyor.

Buterin, son bir yıldır, EF ve Ethereum geliştiricileri arasındaki iletişimi geliştirmek ve verimsizlikleri gidermek için yeniden yapılandırma girişimi üzerinde sessizce çalışıyor.

“EF yönetim yapısında büyük değişiklikler yapıyoruz,” diyen Buterin, yakın zamanda bir X paylaşımında, nihai hedefin vakfa rehberlik edecek “uygun bir yönetim kurulu” oluşturmak olduğunu belirtti.

Bu süreç tartışmalara yol açtı. Bazı eleştirmenler, Buterin’in sürece dahil olmasını, Ethereum’un merkeziyetsizlik ilkesine aykırı buluyor. Diğerleri ise bunu, Ethereum Vakfı’nın (EF) zayıflayan itibarını kurtarmak için gerekli bir müdahale olarak görüyor.

EF’nin en çok eleştirilen stratejilerinden biri, Ethereum’u ölçeklendirmek için katman-2 çözümlerine öncelik veren “rollup merkezli” yol haritasıdır. Bu rolluplar işlem hızlarını artırıp maliyetleri düşürmüş olsa da, yeni riskler getirdi. Bu riskler arasında güvenliğin azalması ve Ethereum’un ana ağındaki temel ücret gelirlerinde düşüş bulunuyor.

Eleştirmenler, bu tür ödünlerin EF’nin uzun vadeli ölçeklendirme çözümleri sunamadığını ve Solana gibi rakiplerin gerisinde kaldığını gösterdiğini savunuyor. Solana’nın milyonlarca işlemi neredeyse sıfır ücretle gerçekleştirme kapasitesi, Ethereum’un bu hız ve maliyetle başa çıkmakta zorlandığını ortaya koyuyor.

Tartışmaları derinleştiren bir diğer konu ise, 2018’den beri EF’nin genel müdürü Aya Miyaguchi’nin liderliği. Verimsizlik suçlamaları ve çıkar çatışması skandalları, onun üzerine yoğun eleştiriler getirdi. Hatta, görevden alınmasını talep eden bir sosyal medya kampanyası bile başlatıldı.

Miyaguchi görevde kalmaya devam etse de, eleştiriler giderek kötü bir hal aldı. Bazıları kişisel saldırılar ve tehditlere dönüştü.

Buterin, bu durum karşısında hayal kırıklığını açıkça ifade ederek, X platformunda bu tür saldırıları “tam anlamıyla kötü niyetli” olarak nitelendirdi. Ayrıca, bu tutumun önemli geliştiricileri Ethereum’dan uzaklaştırdığı konusunda uyarıda bulundu.

Vitalik, yakın zamanda yaptığı bir tweet’te, “Ethereum’un en iyi geliştiricilerinden bazıları, sosyal medyadaki zehirli ortamdan duydukları rahatsızlığı bana iletti,” diyerek EF’deki liderlik değişikliği çağrılarına karşı çıktı.

Vitalik, sosyal medya trolleri ve memnuniyetsiz kullanıcıları sert bir şekilde eleştirerek, “İŞİMİ ZORLAŞTIRIYORSUNUZ!” dedi. Ethereum’daki yeniliklerin duraklaması ve toksik çevrim içi ortam, bu eleştirilerin merkezinde yer alıyor.

İkinci Vakıf: Ethereum’un Geleceği İçin Yeni Bir Vizyon mu?

Aralık 2024’te, Lido’nun kurucusu Konstantin Lomashuk, Ethereum ekosistemini yeniden şekillendirme planlarıyla ilgili X platformunda bir ipucu verdi. Lido, Ethereum’un stake edilen ETH’lerinin %28’inden fazlasını yöneten bir protokol olarak öne çıkıyor.

Konstantin Lomashuk, “İkinci Vakıf” olarak adlandırdığı fikri ilk kez Ethereum’un liderlik ve karar alma süreçlerine rekabet getirme hedefiyle tanıttı.

İkinci Vakıf, Ethereum’daki gücü daha dağıtık bir yapıya dönüştürmeyi ve Ethereum Vakfı’na alternatif oluşturacak paralel bir yapı kurmayı amaçlıyor. Lomashuk, Ethereum Vakfı’nın kapalı yapısını eleştirerek, yalnızca uzun yıllar boyunca alanında uzmanlaşmış kişilerin erişim sağlayabildiği bir sistem olarak tanımlıyor.

Lomashuk, “Rekabet olmadan doğru yolu kaybetme riskimiz var” diyerek İkinci Vakıf’ın Ethereum’a yeni bakış açıları getireceğine inandığını ifade ediyor.

İkinci Vakıf, Ethereum’un merkeziyetsizlik ve sansüre direnç özelliklerini korurken daha güçlü yönetim mekanizmaları getirmeyi hedefliyor. Lomashuk, 2025’in ilk çeyreğinde Lido’da çift aşamalı bir yönetim sistemi uygulamayı planlıyor. Bu sistem, İkinci Vakıf’ın daha güçlü ve kapsayıcı bir yönetim yapısı oluşturma hedefinin bir parçası olarak görülüyor.

Ayrıca, İkinci Vakıf’ın bir diğer önceliği, Ethereum’un staking mekanizmasını geliştirmek. Lomashuk, toplam arzın en az %66’sının stake edilmesi gerektiğini savunuyor. Bunun, validatörlerin merkezi saklama hizmetlerinde yoğunlaşmasını önlemek için kritik olduğunu belirtiyor.

“Eğer bir sınır konulacaksa, bu Ethereum protokolü tarafından belirlenmeli ve tüm likit staking protokollerine eşit şekilde uygulanmalıdır” diyerek Lido’nun staking hakimiyeti tartışmalarına yanıt veriyor.

Öne Çıkan İsimler Ethereum’un Geleceğini Eleştiriyor

Ethereum Vakfı, yönetim yapısını yenilemeye ve ekosistemini genişletmeye çalışırken, eleştirmenler platformun yeterince hızlı hareket etmediğini, net bir vizyona sahip olmadığını ve hakimiyetini koruyacak tutarlı bir stratejisinin bulunmadığını savunuyor.

Kripto dünyasının önde gelen iki ismi — Multicoin Capital’in Yönetici Ortağı Kyle Samani ve Tron’un kurucusu Justin Sun — Ethereum’un eksiklerini sosyal medyada vurgulayarak platformun toparlanması için cesur, ancak tartışmalı stratejiler önerdiler.

Blockchaine odaklanan yatırım firması Multicoin Capital’in kurucusu olan Samani, Ethereum’un kriptoya olan ilgisini ateşlediğini belirtiyor. “ETH, benim için anlamlı bir servetin ilk kaynağıydı,” diye bir tweet paylaştı.

Kyle Samani’nin Ethereum’a olan iyimserliği, zamanla yerini hayal kırıklığına bıraktı. Bu hayal kırıklığının dönüm noktası, Kasım 2017’de düzenlenen geliştirici konferansı Devcon 3 oldu.

Ethereum’un ölçeklendirme sorunları — artan gas ücretleri ve ağ tıkanıklığı — ortadayken, Vitalik Buterin’in açılış konuşmasında bu konulara hiç değinmemesi Samani’yi şaşkına çevirdi.

“Çevrende olup biteni nasıl görmezden gelip, somut ve iddialı bir plan ortaya koymazsın?” diye yazan Samani, o an Ethereum’a olan güvenini kaybettiğini açıkladı.

Yedi yıl sonra Samani, Ethereum’un hala aynı sorunlarla boğuştuğunu düşünüyor. Yönetimin, kullanıcıların ihtiyaçlarıyla uyumlu olmadığını ve Ethereum’un “hız, ölçeklenebilirlik ve kullanıcı deneyimini” ön planda tutan rakipler tarafından geride bırakılma riski taşıdığını söylüyor.

Tron’un kurucusu Justin Sun, Ethereum’un tekrar yükselişe geçmesi için beş maddelik plan sundu ve yönetimi devralması durumunda ETH fiyatını $10,000’a çıkarabileceğini iddia etti.

Planın başlıca maddeleri şunlar: Üç yıl boyunca tüm ETH satışlarının durdurulması, piyasa üzerindeki satış baskısını azaltmayı hedefliyor. Katman-2 çözümlerinin vergilendirilmesiyle yıllık $5 milyar gelir elde edilmesi öngörülüyor. Vakıf personellerinin azaltılması, yetenek ve performansa dayalı bir organizasyon oluşturulması öneriliyor. İşlem ücretlerinin artırılması ve daha fazla yakım yapılmasıyla Ethereum’un deflasyonist yapısının güçlendirilmesi amaçlanıyor. Son olarak, katman-2 rollup çözümlerinin bırakılıp tamamen katman-1 ölçeklendirmeye odaklanılması planlanıyor.

Sun’un önerileri radikal olsa da, Ethereum’un yavaş karar alma süreçlerine ve topluluk ihtiyaçlarına yeterince cevap verememesine dair eleştirileri yansıtıyor.

Ancak planın uygulanabilirliği tartışmalı. Katman-2 çözümlerini vergilendirmek, Ethereum’un temel ölçeklendirme stratejisini baltalayabilir. Ayrıca, vakıf personelinin azaltılması, yenilikçi projeler için gerekli kaynakları azaltma riskini taşıyor.

Topluluk ve Geliştiriciler Ethereum’dan Uzaklaşıyor

Ethereum’un sorunları artık sadece liderlik tartışmaları ya da rakiplerin eleştirileriyle sınırlı değil; topluluğu da parçalanıyor.

Ünlü kripto girişim sermayedarı Beanie, yakın zamanda şu eleştiriyi yaptı: “Ethereum Vakfı, rekabeti sevmeyen, fırsat eşitliğinden çok sonuç eşitliğine inanan ve blockchain konsensüsünü bir yönetim aracı olarak görmeyen Japon bir lise öğretmeni tarafından yönetiliyor.”

Beanie, Ethereum Vakfı’nın liderlik kültürünü “fazla ideolojik ve pratik yeniliklerden uzak” olarak eleştirerek, vakfın felsefi idealleri uygulamaya tercih ettiğini savundu. Bu eleştiriler, vakıfta liderlik reformları taleplerini artırıyor.

Kripto yatırımcısı Hedgex, bu durumun yatırım kararlarını etkilediğini belirtti: “Aya Miyaguchi görevden ayrılmazsa, $ETH konusundaki yatırım tezimi yeniden değerlendireceğim,” diyerek “.eth” uzantısını kullanıcı adından kaldırdı. Bu hareket, topluluk içinde artan hayal kırıklığını simgeliyor.

Benzer bir duyguyu eski bir Ethereum maksimalisti olan Eric Conner da dile getirdi: “Artık bir .eth değilim. Belki bir gün liderlik toplulukla yeniden uyum sağlar, ama şimdilik ben yokum,” diyerek hayal kırıklığını açıkça ifade etti.

Ekim 2023’te değer yatırımcısı Mike Alfred, Ethereum’a yönelik sert eleştirilerde bulundu: “Ethereum kötü durumda görünüyor. Dünya bilgisayarı ve ultra sağlam para anlatıları başarısız oldu. DeFi ve NFT’ler büyük ölçüde terk edildi. Vitalik ve diğer içerdekiler protokolü sömürüyor.

Zamanla bu olumsuzluk daha da arttı. Kripto hukukçusu ve sektörün uzun zamandır takipçisi olan John E. Deaton, durumu şu sözlerle özetledi: “ETH’ye yönelik bu kadar düşük bir algıya hiç tanık olmadım. Birçok paylaşımda, Ethereum’un en büyük destekçilerinin bile artık yollarını ayırdığını görüyoruz.”

Güven ve birliğin son derece önemli olduğu bu dönemde, Ethereum yönetiminin hızlı ve etkili adımlar atması gerekiyor. Reformlar, toplulukla daha güçlü bir iletişim ve merkeziyetsizlik ilkelerine sadık kalmak, Ethereum’un geleceği için hayati öneme sahip.

Eğer bu değişime ayak uyduramazsa, Ethereum liderliğini, topluluğun ihtiyaçlarını daha iyi karşılayan rakiplerine kaptırma riskiyle karşı karşıya.