ABD’de faaliyet gösteren 30’dan fazla kripto para şirketi, ABD Adalet Bakanlığı’nın (DOJ) para transferi yasalarına ilişkin tartışmalı yorumunun teknoloji geliştiricilerini ve blokzincir ekosistemini riske attığını belirterek Kongre’ye acil müdahale çağrısında bulundu.
DeFi Eğitim Fonu’nun öncülüğünde bir araya gelen sektör temsilcileri, DOJ’ nun ABD Kanunu Section 1960’ı yorumlama biçiminin, Hazine Bakanlığı’nın Finansal Suçları Takip Ağı (FinCEN) ile çeliştiğini ve lisanssız para transferi tanımını gereğinden fazla genişlettiğini savundu.
FinCEN Rehberleri ile DOJ’in Yeni Yaklaşımı Arasındaki Çelişki
FinCEN, 2019’da yayınladığı rehberlerde, kullanıcı fonlarını kontrol etmeyen (non-custodial) yazılım geliştiricilerinin ve blokzincir altyapı sağlayıcılarının “para transferi” kapsamında değerlendirilemeyeceğini açıkça belirtmişti. Ancak DOJ’in Ağustos 2023’te Tornado Cash geliştiricilerine yönelik açtığı dava ve ardından gelen diğer adımlar, bu çerçeveden sapıldığını gösteriyor. Sektör temsilcileri, DOJ’nun, kullanıcı varlıklarına erişimi olmayan geliştiricileri bile “lisanssız para transferi” olarak suçlayabilecek geniş bir yorum benimsediğini vurguluyor.
Coinbase, Kraken ve Paradigm gibi borsaların da imzacı olduğu mektupta, “DOJ’nun bu tutumu, FinCEN’in uzmanlığına ve Kongre’nin yasa koyucu niyetine aykırı olduğu vurgulandı. Blokzincir geliştiricilerini, yazılımlarının kötü amaçlı kullanımından sorumlu tutmak, internet protokollerini tasarlayanları e-postaların suistimalinden cezalandırmakla eşdeğer” ifadelerine yer verildi.
Tornado Cash Davası ve Yargıdaki Endişe Verici Eğilim
Özellikle Tornado Cash davası, sektördeki kaygıları tetikleyen kritik bir örnek olarak öne çıkıyor. 2022’de ABD Hazine Bakanlığı, gizlilik odaklı bu protokolü yaptırım listesine almış ve geliştiricileri “kara para aklama aracı” sağlamakla suçlamıştı. DOJ ise 2023’te, protokolün kurucularına yönelik suçlamaları genişleterek, blokzincir altyapısının “kullanıcı kontrollü” olmasına rağmen geliştiricilerin cezai sorumluluğu olabileceğini iddia etti.
Bu dava, mahkemelerin para transferi tanımını belirlerken FinCEN rehberlerini görmezden gelme eğilimine işaret ediyor. Hukuk uzmanları, yargıdaki bu değişimin sürmesi halinde, Bitcoin ve Ethereum gibi açık kaynaklı ağların geliştiricilerinin bile benzer suçlamalarla karşılaşabileceği uyarısı yapıyor.
“Yazılım Geliştirmek Suç Değil”
Öte yandan kripto firmaları, DOJ’nun yaklaşımını “teknolojinin kendisini suçlu ilan etmek” olarak nitelendiriyor. Mektupta, “Bir geliştirici, kullanıcıların varlıklarını kontrol etmiyorsa, para transferi lisansına ihtiyaç duymamalı. Aksi takdirde, e-posta şifreleme veya VPN sağlayıcıları da benzer suçlamalarla yüzleşmeli” denilerek yasanın tutarsızlığına dikkat çekildi.
DeFi Eğitim Fonu CEO’su Miller Whitehouse-Levine, “Bu yorum, blokzincir teknolojisinin temel ilkelerini hedef alıyor. Açık kaynaklı yazılım geliştirmek suç değil; aksine finansal şeffaflık ve erişim sağlayan bir yenilik” açıklamasını yaptı.
Küresel Rekabette ABD’nin Geri Kalma Riski
Sektör temsilcileri, yasal belirsizliğin ABD’yi kripto inovasyonunda geri bırakacağını vurgularken, özellikle Avrupa Birliği’nin MiCA düzenlemeleriyle ve Asya ülkelerinin kripto dostu politikalarıyla öne çıktığı bir dönemde, ABD’deki geliştiricilerin yurtdışına çıkma ihtimali endişe yaratıyor. Coinbase’in 2023 Küresel Kripto Politikası Raporu’na göre, ABD’li geliştiricilerin %72’si düzenleyici belirsizlik nedeniyle projelerini askıya aldı veya yurtdışına taşıdı.
Kraken Hukuk Müşaviri Marco Santori, “Web3 ve DeFi’de liderlik, yasal netlik sunan ülkelere kayacak. ABD, kendi teknoloji şirketlerini cezalandıran bir politika izlerse, bu alandaki yetenek ve yatırımı kaybeder” diye konuştu.
Kongre’den Beklenen Adımlar ve Sektörün Talepleri
Kripto sektörü temsilcileri, Kongre’den acilen harekete geçmesini ve üç temel talebi karşılamasını istiyor. İlk olarak, Section 1960’ın revize edilerek “para transferi” tanımının yalnızca kullanıcı varlıklarını fiilen kontrol eden işletmelerle sınırlandırılması gerektiğini vurguluyorlar. Bu kapsamda, açık kaynaklı yazılım geliştiricilerinin ve blokzincir altyapı sağlayıcılarının, kullanıcı fonlarını yönetmedikleri sürece bu tanımın dışında tutulmasını talep ediyorlar.
İkinci olarak, Adalet Bakanlığı’nın (DOJ), para transferi kurallarını yorumlarken Finansal Suçları Takip Ağı’nın (FinCEN) belirlediği rehberlere uyması ve ceza davalarında Hazine Bakanlığı’nın uzmanlığını önceliklendirmesi gerektiğini savunuyorlar. Bu adımın, keyfi yorumların önüne geçerek yasal öngörülebilirliği artıracağına dikkat çekiyorlar.
Son olarak, blokzincir teknolojisinin geleceği için koruyucu hükümlerin hayata geçirilmesini istiyorlar. Buna göre, açık kaynaklı kod yazmanın ve merkeziyetsiz ağları yönetmenin temel bir hak olarak tanınması, geliştiricilerin yalnızca araç sağlamaktan sorumlu tutulmasının önüne geçmek için kritik görülüyor. Sektör, bu üç adımın atılmaması halinde teknolojik inovasyonun baskılanacağı ve ABD’nin küresel rekabette geri kalacağı konusunda uyarıda bulunuyor.
Uzmanlar Uyarıyor: Ekonomi ve Güvenlik Kaybı Olur
Ekonomistler, ABD’nin kripto alanındaki belirsizliğinin uzun vadeli sonuçlarına dikkat çekiyor. Harvard Üniversitesi’nden Prof. Lawrence Lessig, “Blokzincir, finansal sistemin şeffaflaşması için bir fırsat. Ancak geliştiricileri susturursanız, bu teknoloji ya yasa dışı ellerde gelişir ya da ABD ekonomisi dijital gelecekte söz sahibi olamaz” ifadelerini kullandı.
Kripto sektörü, teknolojik ilerleme ile regülasyon dengesinin kurulması gerektiğinin altını çiziyor. DOJ’in agresif yorumları, yalnızca geliştiricileri değil, merkeziyetsiz borsalar (DEX), NFT platformları ve blokzincir tabanlı oyun sektörünü de tehdit ediyor. Kongre’nin, FinCEN’in rehberlerini yasal zeminde güçlendirecek ve inovasyonu koruyacak adımlar atması beklenirken, küresel rekabette geri kalmamak için zaman daraldığı da gündemdeki yerini koruyor.